Herkes TCMB’nin para politikasının ne zaman normalleşmeye gideceğini merak ederken, Başçı’nın normalleşme değil de sadeleştirme kavramı üzerinde durması önemli bir detayı göz önünde bulundurmamızı gerektiriyor.
Biliyorsunuz ABD Merkez Bankası (Fed) 16-17 Eylül 2014 tarihinde yaptığı FOMC (Federal Açık Piyasa Komitesi) toplantısında para politikasının normalleşme sürecine geçmesi için gerekli koşullar konusunda mutabakata vardı. Burada normalleşme olarak adlandırdıkları, 2007 yılında başlayan finansal kriz döneminde uygulanan parasal teşviki sonlandırmak adına kısa vadeli faiz oranlarında artırımlara başlanması ve Fed bilançosunda bulunan varlıkların azaltıma gidilmesidir. Böyle bir parasal sıkılaştırma diğer kısa vadeli faiz oranlarına ve ülke ekonomisinin geniş spektrumda finansal şartlarına da etki edecektir. Kısa vadeli faiz oranında artırıma giderek normalleşme politikasına start verilmesi için Komite bu sene tüm üyelerin onayıyla gerekli detayların üzerinde, yine 17-18 Mart tarihindeki toplantısında, mutabakata vardı. Bu şekilde ABD Merkez Bankası (Fed), para politikasında normalleştirme için çoktan iletişimi başlattı bile. Fed ilk faiz artırımıyla beraber bir kitapçık (booklet) yayımlayacak. Fed’in kısa vadeli faizlerde artırım yoluyla para politikasında sıkılaştırma yapması gelişmekte olan ülke piyasalarında da faizlerin artmasına ve varlık fiyatlarında düşüşlere sebebiyet verecek. İşte bu olası süreçten dolayı da TCMB bu şokun etkilerini azaltmak için basitleştirme yoluna gidecek.
Erdem Başçı’nın son Enflasyon Raporu toplantısında verdiği demeçten anladığımız kadarıyla TCMB Ağustos ayında büyük ihtimalle bu sürecin yol haritasını kamuoyuna açıklayacak. Bu basitleştirme yönteminin normalleşmeden farkı: normalleşme krizden çıkış sebebiyle finansal istikrar yakalamak için kısa vadeli faiz oranlarının seviyelerinde oynama olurken, basitleştirme faiz belirsizliğini azaltarak tek vadeden piyasayı fonlamak olacaktır. TCMB büyük ihtimalle artık çoklu faiz ortamını sadeleştirecek ki bunun akabinde para politikasında yukarıda bahsettiğim gibi normalleşmeye geçebilsin. Böyle bir politikaya geçişte finansal piyasalar için ciddi yararlar görüyoruz.
Her ne kadar faiz politikasında değişikliğe gidilmesi ya da bunun açıklanması için bir-iki ay kadar geç kalındığını düşünüyor olsak da sadeleştirme politikasının faydaları şunlar olacaktır: 1) Bazı varlık fiyatlarının hesaplanmasında sorun yaratan çoklu faiz ortamının sadeleştirilmesi sayesinde bono-tahvil piyasasındaki fiyatlamalarda, bu piyasalarda çalışanlar için çok daha kolaylık sağlanmış olacak. Bazı varlık fiyatlarının hesaplanmasında sorun yaratan çoklu faiz ortamı sadeleştirilecek. Erdem bey bu çoklu faiz fiyatlamasının özellikle döviz swap fiyatlamasında problem olduğunu sıklıkla belirtmişti. 2) Piyasa oyuncuları için faiz belirsizliği azalacak. TCMB genelde toplantılarında ağırlıklı ortalama faizin referans alınmasını tembih eder. Ancak bu ağırlıklı ortalama faiz her gün hesaplanan, her gün gün sonunda açıklanan ve her gün değişen bir oran. Hâlihazır politikada TCMB’nin hangi faizden ne kadar fonlayacağı belli değil, bir gecelik borç verme faiz oranı var (yüzde 10.75), bir de haftalık borç verme faiz oranı var (yüzde 7.5). Üzerinde çalışılan ve yol haritası Ağustos ayında açıklanması beklenen yeni basitleştirilmiş para politikasıyla TCMB büyük ihtimalle tek vadede fonlama yapmaya başlayacak, yani eskisi gibi bir tane politika faizi üzerinden konuşulacak. Belki faiz koridoru bir süre daha temkinli duruş açısından hazır duracak, ya da ekstra günlerde fonlama yapmak için farklı bir faiz politikası uygulanacak. 3)TCMB’nin de artık faiz artırım sürecine başlayacak olan Amerika Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasıyla uyumlu bir sürece girmesi yatırımcı güvenini artırarak finansal piyasalardaki oynaklığı azaltması açısından önemli.
Burada çok önemli olan konu aslında Fed’in gerçekten ne zaman faiz artıracağı. Eğer Fed çoğu analistin beklediği gibi (Reuters’ın yaptığı bir ankette 16 firmadan ikisi dışında hepsi Fed’in ilk faiz artırımının Eylül ayında gerçekleşmesini bekliyor) 16-17 Eylül’deki toplantısında ilk faiz artırımını gerçekleştirirse, TCMB’nin sadeleştirilmiş politikaya Ağustos ayında yol patikasını açıklayarak geçmesi geç kalınmış bir aksiyon olur. Özellikle de piyasaların normalleşmesi açısından geç kalınmış bir aksiyon olur. Ancak eğer zaten hâlihazırda da zaten bizim beklentimiz olan ilk Fed faiz artırımı Aralık ayında gerçekleşirse TCMB zamanlı bir aksiyon alarak Ağustos-Eylül ayları gibi para politikasında sadeleşmeye gitmiş olur. TCMB’nin normalleşme politikasıyla Fed’i takip etmesi ise ancak bu sadeleştirme politikasından sonra gerçekleşebilecek. Sizin kadar ben de TCMB’nin nasıl bir sadeleştirme politikası açıklayacağını merak ediyorum. Basitleştirme politikasının TCMB tarafından açıklanması piyasalarda olumlu bir etki yapacağı gibi, uzun vade için muhakemesini ise ancak basitleştirme politikasının ne şekilde olacağının açıklaması yapıldıktan sonra burada yapabileceğim.